Ağız Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi
Ankara | Batıkent
Ağız, Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi; ağız içerisinde yer alan yumuşak ve sert dokularda gelişen kistik veya tümöral patolojilerin tanı ve tedavileri, çene-yüz kırıklarının tedavileri, sürmüş yada gömülü dişlerin sürdürülmesi veya çıkartılması, ortognatik cerrahi, protez öncesi cerrahi düzeltmeleri içeren bir anabilim dalıdır.
Özlem Koç Özel Diş Kliniği - Batıkent Ankara
Ağız, Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Bölümünde hangi işlemler yapılır?
Dişteki/kökteki enfeksiyon klinik ve radyolojik muayene sonrası dolgu ve kanal tedavisi ile tedavi edilemeyecek kadar ilerlemişse dişin çekilmesi gerekir. Dişin çekilmesi ile enfeksiyon kaynağı olan diş/kök tamamen vücuttan uzaklaştırılmış olur fakat bir dişin kaybı istenmeyen bir durumdur. Ancak enfeksiyonun daha fazla yayılmasını önlemek için son çözüm yolu dişin çekilmesidir. Diş çekimi gereken bir dişin çekiminin yapılmaması sonucu bu dişler ağrı, şişlik hatta çenelerde kemik kayıplarına neden olabilmekte, çekimi yapılmayan enfekte süt dişleri/kök artıkları, alttan gelen daimi dişleri de enfekte edip zarar verebilmektedir.
Çekim sonrasında bölgenin lokal bir enfeksiyonu olan ve Alveolit denilen bir durum gerçekleşebilir ve birkaç gün süren şiddetliye kadar varan ağrılara neden olabilir. Bu durumda çekim bölgesinin pansumanıyla alveolitin tedavisi yapılır. Çekim sonrası enfeksiyon ortadan kalktığı için çekim yerinin iyileşmesi bir hafta içerisinde gerçekleşir.
Yumuşak ya da kemik dokuya kısmen ya da tamamen gömülü dişler (ör. 20 yaş dişi) sık enfekte olup zamanla ciddi sistemik rahatsızlıklara sebep olabilir. Lokal olarak komşu diş, yumuşak doku, kemik dokuda patolojilere sebep olabileceği için çekim gerektirebilir. Bu işlem için lokal anestezi altında müdahale edilerek diş çıkarılır. Diş çıkarıldıktan sonra dişin çevresindeki enfekte olsa da olmasa da folikülü (büyüme kesesi) uzaklaştırılır. Bölge bol serumla yıkanır, dikiş atılır, tampon konulur. Atılan dikiş 1(bir) hafta sonra alınır. Bu bir haftalık süreçte enfeksiyonu kontrol altına almak ve yara bölgesini temiz tutmak için hastaya bazı ilaçlar verilir. Operasyon sonrası şişliği en aza indirmek için hastaya ilk 24 saat buz/soğuk sonraki 2-3 gün sıcak uygulaması tavsiye edilir.
Dişlerin kök ucunda iltihap oluştuğunda kanal tedavisi ile tedavi edilir. Eğer bu tedaviye cevap alınamıyorsa ön grup dişlerin daha uzun süre estetiği sağlaması ve fonksiyonda tutulması amacıyla kanal tedavisini takiben kök uçları iltihaplı dokuyla beraber uzaklaştırılır.
Eğer bu işlemin uygulanması kabul edilmezse ilgili dişin çekilmesi gerekir. Çekim boşluğu protez uygulamaları ile restore edilebilir. Uygun şekilde yapılmış bir kanal tedavisinden sonra yapılan apikal rezeksiyon operasyonunun başarı oranı yüksektir.
Dişler aşırı enfekte olduğunda komşu dokularda reaksiyona sebep olup dışarıdan gözlenebilen ya da gözlenemeyen içi iltihap dolu şişlikler (apse) oluşur. Antibiyotik kullanımı apse formasyonunu geçici olarak tedavi eder ve baskılar. Ancak iltihabın bulunduğu bölgeden boşaltılması (drene edilmesi) zorunludur. Drene edilmeyen apseler hayatı tehdit edebilecek kadar hasta farkında olmadan ciddi problemlere yol açabilir. Bazı hallerde bu şişlikler enfekte dişin uzaklaştırılması ile inebilir. Doktorunuzun başka türlü tedavi olamayacağına karar verdiği apselere ağız içinden veya cilt üzerinde küçük bir kesi yapılıp dren yerleştirilerek iltihap boşaltılmaya çalışılır.
Ağız içinde oluşan ve 2 haftadan daha uzun sürede iyileşmediği tespit edilen yaralar ve şişliklerin tanısının konulabilmesi için patolojik olduğu düşünülen ya da şüphelenilen normalin dışındaki oluşumlardan parça veya ilgili doku küçükse tamamının alınması gerekebilir. Patoloji laboratuvarının raporuna göre ilgili dokuya müdahele edilir veya edilmez/takibe alınır.
Daha önce biyopsi alınarak veya alınmadan röntgenler ve klinik muayene sonucu kist/tümör teşhisi konulmuş dokuların uzaklaştırılması işlemidir. Boyutuna göre lokal anestezi veya sedasyonla yapılabilir. Bu operasyon sırasında ve sonrasında kanama, şişlik, lezyonun bulunduğu bölgeye göre hissizlik gibi şikayetler oluşabilir. Lezyonun bulunduğu bölgeden çıkartılmaması ilerleyen zamanlarda çene kırıklarından başlayıp hayatı tehdit edecek boyutlara ulaşan sonuçlar doğurabilir.
Travma veya kist, tümör gibi herhangi bir patolojik olay sonucu kırılan çene kemiklerine onarılması için, iki farklı yol izlenebilir. Şineleme ve bandaj işlemi veya daha komplike kırıklarda mini plak denilen aygıtlarla cerrahi operasyon yapılabilir. Cerrahi işlemler sonrasında hasta eski fonksiyonlarını başarı ile geri kazanır.
Alt çene ekleminde bazı patolojiler kendini çenelerde/dişlerde/kulakta ağrı, ağız açmada kısıtlılık, eklemde ses olarak kendini gösterir. Etkenleri arasında travma, stres, yanlış yapılmış dolgu, protez ya da hastanın hatalı alışkanlıkları (buz yeme, fındık kırma gibi…) bulunur. Tedavi için hekiminiz tarafından seçilecek ve basitten başlayıp komplike tedaviye uzanan bir prosedür izlenecektir. Bunlar:
Alt çene ekleminde bazı patolojiler kendini çenelerde/dişlerde/kulakta ağrı, ağız açmada kısıtlılık, eklemde ses olarak kendini gösterir. Etkenleri arasında travma, stres, yanlış yapılmış dolgu, protez ya da hastanın hatalı alışkanlıkları (buz yeme, fındık kırma gibi…) bulunur. Tedavi için hekiminiz tarafından seçilecek ve basitten başlayıp komplike tedaviye uzanan bir prosedür izlenecektir. Bunlar:
Gece Plağı ( Koruyucu Plak): Muhtemel etkenler ortadan kaldırıldıktan sonra okluzal splint denilen gece plakları hastaya belli bir süre kullandırılır. Ayrıca destekleyici medikal tedavi de önerilebilir (ağrı kesici, kas gevşetici vs). Ortalama tedavi süresi 6 aydır, düzenli kontrollerle hastanın durumuna göre tedavi sonlandırılır.
Artrosentez: eklem boşluğunun basınçlı bir şekilde yıkanmasıdır. İnatçı ağrılarda veya iltihabi durumlarda tercih edilen bir yöntemdir.
Cerrahi: TME hastalıkları dokularda değişime sebep olduysa ve çenelerin kitlenmesi, sürekli çene çıkması gibi sorunlar oluşuyorsa cerrahi tedaviye karar verilebilir. Bu işlem için genel anestezi gereksinimi doğar. Bu operasyon artık daha başka bir tedavi alternatifi kalmadığında düşünülecektir. Eklem sorunlarının tedavisi yapılmazsa problemlerin zaman içinde büyümesine bağlı olarak şiddetli ağrı, çenede kilitlenme gibi sorunlara yol açabilir.
Gece Plağı ( Koruyucu Plak): Muhtemel etkenler ortadan kaldırıldıktan sonra okluzal splint denilen gece plakları hastaya belli bir süre kullandırılır. Ayrıca destekleyici medikal tedavi de önerilebilir (ağrı kesici, kas gevşetici vs). Ortalama tedavi süresi 6 aydır, düzenli kontrollerle hastanın durumuna göre tedavi sonlandırılır.
Artrosentez: eklem boşluğunun basınçlı bir şekilde yıkanmasıdır. İnatçı ağrılarda veya iltihabi durumlarda tercih edilen bir yöntemdir.
Cerrahi: TME hastalıkları dokularda değişime sebep olduysa ve çenelerin kitlenmesi, sürekli çene çıkması gibi sorunlar oluşuyorsa cerrahi tedaviye karar verilebilir. Bu işlem için genel anestezi gereksinimi doğar. Bu operasyon artık daha başka bir tedavi alternatifi kalmadığında düşünülecektir. Eklem sorunlarının tedavisi yapılmazsa problemlerin zaman içinde büyümesine bağlı olarak şiddetli ağrı, çenede kilitlenme gibi sorunlara yol açabilir.
Yumuşak doku ve kemikteki düzensizlikler sağlıklı bir protez yapımına engel olur . Preprotetik cerrahi uygulamaları ile protez öncesi bu dokular ideal boyutlarına ve sağlıklarına kavuşturulur.
Lokal anestezi ile yumuşak dokulardaki büyümelerin kesilip çıkarılması, greftleme, kemik çıkıntılarını düzeltme, implant bu işlemler arasında yer alır.
Dişsiz boşlukların hepsinin ya da bir kısmının komşu dişlerde madde kaybına neden olmadan kök benzeri titanyum vidalarla restorasyonudur. Lokal anestezi altında veya tolere edemeyen ve işlemden kaçınan hastalarda bilinçli sedasyonla yapılabilmektedir. İmplant sonrası protez yapımı için 3-6 ay implantlarla kemik arasında bağ oluşması amacıyla beklenir. Bu süreçte hastaya geçici protezler kullandırılır. Geçici protez yapımı içinse 7-10 gün yumuşak dokuların iyileşmesi beklenir. İmplant uygulaması yapılmadan dişsiz boşluklar başka protetik yöntemlerle de restore edilebilir.
Çenelerde kemik kaybı olması durumunda, bu bölgelere protez ya da implant yapılabilmesi için implant uygulaması esnasında bölgeye greftleme işlemi yapılması gerekebilir. Kemik dokulara greftleme işlemi için alternatifler mevcuttur. Hastanın uygun bir bölgesinden kendi kemiği alınıp bölgeye yerleştirilebilir. İdeal greft hastanın kendisinden alınan greft olsa da insan veya hayvan kaynaklı kemik ya da sentetik olarak imal edilip çeşitli sterilizasyon yöntemlerine tabi tutulan doku dostu materyaller de tercih edilebilir.
Sinus Lifting: sinüsler kafatasındaki hava dolu mukozayla kaplı boşluklardır. Üst çenede yer alan sinüse maksiller sinüs denir. Maksiler sinüs üst çene azı dişleriyle yakın komşuluktadır ve bazen azı dişlerinin kökü sinüsle ilişkili olabilir. Bu dişlerin kaybıyla sinüs sarkar, ağız boşluğuna yaklaşır. Dişsiz boşluğa implant gereksinimi olduğunda sinüs cerrahi olarak açılıp mukozası bir miktar itilir, elde edilen boşluğa kemik grefti doldurulup sinüs tekrar eski konumuna getirilmiş olunur.
Diş çekimi sonrasında ya da başka sebeplerle sinus boşluğu ağız boşluğu ile ilişkili hale geçebilir. Hastanın yedikleri içtikleri burun boşluğundan geri çıkabilir, enfeksiyona açık hale gelir. Kapatılması gereklidir. Tedavi edilmemesi durumunda oluşan ya da var olan açıklık daimi duruma dönüşür. Yenilen yemekler ve içilen sıvılar burun bölgesinden geri gelebili